Translate

Bu Blogda Ara

Tarsus’taki Giritliler..


Tarsus’taki Giritliler..

Tarsus’ta 2000 yılında kurulan bir Giritliler Kültür ve Dayanışma Derneği var.

Bu derneğin kurucu başkanı Ali Pamuksüzer’dir. Derneği, yine Giritlilerin önde gelen isimlerinden Sait Karail, Hüseyin Şendağ, Hasan Özpaksoy gibi isimlerle Tarsus, Mersin ve Adana gibi il ve ilçelerdeki Giritlilerin birbirini tanıması, kaynaşması, yöre halkıyla uyum içinde Türkiye Cumhuriyeti yasalarına uygun birbirine saygı, sevgi ve hoşgörü ile yaklaşmaları için bu derneği kurmuştur.

Girit Türkleri’nin, Yunan zulmünden kurtuluşunun yıldönümünü unutmaz. Bu yıl kurtuluşun Yıldönümü olan 24 Şubat’ta, tarih boyunca asıl zulme uğrayanın Giritliler olduğunu hatırlatır bizlere Ali Pamuksüzer…

Kendisi Tarsus Giritliler Derneğinin kurucusu ve ilk kurucu başkanıdır. Sonraki yıllarda da bu derneğin başkanlığını yapmıştır.
Yıllar önce Tarsus Giritliler Derneği olarak kuruluşlarını tamamlayarak Giritlilerin sesini duyuran, onların Türkiye’nin gerçek birer ferdi olduklarını anlatıp halkı bilgilendiren Ali Pamuksüzer zaman zaman toplumda bazı densiz kişilerin Giritlileri sanki Türk değilmiş gibi lanse etmelerinden rahatsızdı.

Örneğin geçmişte Tarsus’un İhsaniye köyü cıvarında bir kişinin "Şu tepedeki gâvur köyü" sıfatını kullanmasından sonra Ali ağabey Giritlileri daha teferruatlı tanıtmış ve "Bize gavur diyen ya bilgisizdir, ya yanlış bilgilendirilmiştir, yada kasıtlı olarak bunu söylemektedir" demişti.

İşte bu nedenle Ali Pamuksüzer ağabeyimiz, hem Giritli olarak, hem de Tarsus Giritliler Derneğinin kurucu başkanı olması nedeniyle bu hususa açıklık getirmişti. Ali Pamuksüzer bu hususları bana da şöyle anlatmıştı.

"Girit Adası, Venediklilerin elinde iken 24 yıl süren savaşlardan sonra 1669’da Osmanlı’nın egemenliğine girmiştir. Toprakların işlenmesi, üretimin artması, ticaret ve zanaatın gelişmesi için Karaman, Aydın ve Denizli yörelerinden 200 bin Türk, Girit adasına yerleştirilmiştir.
GİRİT’li Türkler, Rumların zulüm ve katliamları karşısında, 1876’dan başlayarak en son 1924’de Mübadele protokolü gereği Anavatanlarına dönmüş olan safkan Türklerdir. Girit Adası, Osmanlı döneminde Türk yurdu iken 200 bin Türk’e karşılık sadece 60 Rum vardı.

Osmanlı’yı parçalamak isteyen vahşi batılılar, bugünkü politikaları gibi, haçlı entrikalarıyla Girit Adasındaki katliamlara zemin hazırlamışlardır.Bazı tarihinden habersiz ukalaların, Girit’li Türklere dil uzatmadan önce Türk Milletinin tarihini çok iyi öğrenmesi gerekir. Şu tarihi gerçekleri açıklamayı, herkesin bilmesi açısından yararlı görüyorum:
* 16 Haziran 1926’da İzmir’de rahmetli Atatürk’e karşı tertiplenen suikasti önleyenin Giritli Motorcu Şevki olduğunu biliyor musunuz?
* 23 Aralık 1930’da Menemen’de yobazlar tarafından şehit edilen Türk Milliyetçisi bir subay olan Mustafa Fehmi Kubilay’ın Girit/Kandiye’den gelen ve Kozan’da doğmuş olan Girit’li Türklerdendir.

* Menemen olayındaki ikinci şehidimiz bekçi Hasan’ın da, Kandiye’den İzmir’e gelen Girit’li Türklerden olduğunu biliyor musunuz?
* Çanakkale’de İngilizlere karşı Eshab-ı Kehf dağı yamaçlarında Fransızlara karşı kahramanca çarpışırken verdiğimiz şehitlerimizin ve gazilerimizin sayısını biliyor musunuz?
Müslüman Türk Milletinin bireylerine "Gâvur" sıfatını yakıştırmaya çalışan her kim olursa olsun o kişinin Müslümanlığı ve Türklüğü tartışılır.
Oysa, Girit’li Türkler, Girit Adasında ve Türkiye’de Müslüman Türk Milletine saldıran kefereye karşı cengaverce çarpışırken onbinlerce şehit vermişlerdir.
Girit Adası, 1912’de Yunanistan’ın egemenliğine girince, atalarımızın Kur’an okumaları ve camilere gitmeleri yasaklanmış, Türkçe yerine Yunanca konuşmak zorunlu hale getirilerek Türkçe eğitim kaldırılmış ve birçok özgürlükleri ellerinden alınmıştır.

Benim atalarım, onların ırkından ve dininden olsalardı, Rumların zulmüne uğrar mıydı? Girit’li Türkler "gâvur" olsaydı, o toprakları bırakıp Anavatan’a dönerler miydi?
Yoksa sen, benim atalarımın Türk olup olmadığını, 1924 "MÜBADELESİ"ni gerçekleştiren Ulu Önder Atatürk’ten daha mı iyi biliyorsun?
Bizim, Türklüğümüzden ve Milliyetçiliğimizden asla şüphemiz yoktur"

İşte böyle...Ali ağabey gerçekten de hiç yakışık almayan ve gerçek olmayan "Gâvur" sıfatının uydurulması karşısında böylesine sinirlenirken ve haklı olarak herkesin Giritlilerin geçmişini de bugününü de öğrenmesi için tarihi bilgiler aktarırken ben de bazı artniyetli kişilerce onurları kırılmak istenen Giritli kardeşlerimize destek olmak, onlarında müslüman ve bizim özbe öz kardeşimiz, bu vatanın evlatları olduğunu duyurmak için Ali ağabeyimin anlattıklarından da esinlenerek böyle bir yazıyı kaleme alıp siz değerli okurlarımıza duyurmak istedim.
Ne olursa olsun..Bir şeyi bilmemek ayıp değil, o işin aslını öğrenmemek ve yanlış bililerle birini rencide etmeye çalışmak ayıptır.